Prof. Dr. Nevzat Tarhan’dan dünyaya “İnsani Değerler Manifestosu” çağrısı…
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın “Değerler Psikolojisi – Güzel İnsan Modeli” adlı kitabının Rusça baskısının tanıtımı Kazakistan L.N. Gumilev Avrasya Milli Üniversitesi’nde yapıldı. Törende Prof. Dr. Tarhan’a ‘Fahri Profesörlük’ unvanı da verildi…
Kazakistanlı öğrencilerle de buluşan Prof. Dr. Tarhan, bugünün gerçeğinin ‘büyük ev, küçük aile’ olduğuna işaret ederek, “Bugünün gerçeği, daha çok terfi, yükselme, daha az sağduyu. Daha çok insan var ama daha az insanlık var. Ciddi bir değerler erozyonu yaşıyoruz. Değerlerde ciddi bir çürüme yaşıyoruz. Bu da sadece belli bir bölgede değil, küresel olarak var.” dedi.
Gazze’de yaşananlara dikkat çeken Prof. Dr. Tarhan: “Üsküdar Üniversitesi olarak L.N. Gumilev Avrasya Milli Üniversitesi ile birlikte İnsani Değerler Manifestosu yayımlayabiliriz.” ifadelerini kullandı.
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan 2 günlük Kazakistan programının ikinci durağında “Değerler Psikolojisi – Güzel İnsan Modeli” adlı kitabının Rusça baskısının Kazakistan L.N. Gumilev Avrasya Milli Üniversitesi’nde yapılan tanıtım törenine katıldı. Öncesinde “Değişen Dünya ve İnsan” başlığında Kazakistanlı öğrencilerle konferansta buluşan Tarhan’a sonrasında L.N. Gumilev Avrasya Milli Üniversitesi tarafından ‘Fahri Profesörlük’ unvanı da verildi.
“İdeal kişi kendini aşmayı başarabilendir”
Avrasya Milli Üniversitesi Rektörü Yerlan Sıdıkov ve Astana Büyükelçisi Mustafa Kapucu’nun da katıldığı konferansta küresel düzeyde yozlaşan insani değerlere dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan, akıllı insanın orta ve uzun vadeli düşünen insan olduğunu ifade ederek, “Aklını az kullanan insan kısa vadeli düşünür. Değerler de uzun vadeli düşünmenin en önemli alanıdır. Şu anda modernizm bize sunduğu kişi, ideal kişi değil. İdeal kişi kendini aşmayı başarabilendir.” dedi.
“Sosyal medyada sürüyle arkadaş var ama gerçek dost neredeyse sıfır”
Prof. Dr. Tarhan, bugünün gerçeğinin “büyük ev, küçük aile” olduğuna işaret ederek, “Bugünün gerçeği, daha çok terfi, yükselme, daha az sağduyu. Gelişmiş ilaçlar var ama sağlık yeterli değil. Ay’a gidiyoruz, Mars’a gitmek istiyoruz ama komşumuzu tanımıyoruz. Sayısız ilişki var ama gerçek sevgi sıfır. İyi bilgi var ama daha az erdem var. Yüksek zekâ var ama daha az duygusal zekâ var. Yüksek gelir var ama daha az huzur var. Pahalı saatler var ama hiç vakit yok. Daha büyük televizyon var ama daha az kitap var. Daha çok insan var ama daha az insanlık var. Sosyal medyada sürüyle arkadaş var ama gerçek dost neredeyse sıfır. Ciddi bir değerler erozyonu yaşıyoruz. Değerlerde ciddi bir çürüme yaşıyoruz. Bu da sadece belli bir bölgede değil, küresel olarak var.” şeklinde konuştu.
“Popüler kültürün dünya kültürü olma durumu var”
ABD’de yapılmış bir istatistiğe dikkat çeken Tarhan, intihar vakaları, kendini zehirleme, kendini yaralama, majör depresyon, hastalıklarla ilgili depresif semptom vakalarının 2013’ten itibaren hızlı arttığını söyledi. Tarhan, “2013’ten itibaren ne değişti? Sosyal medya, hızlı iletişim, başka bir şey yok. Dünya kültüründe bir değişim var, ciddi bir kültürel hareketlilik var. Popüler kültürün dünya kültürü olma durumu var.” dedi.
Haz arayışı genç kuşağı daha çok etkiliyor!
Fransa’da yapılan bir çalışmaya göre; “haz arayışı” nın arttığına da dikkat çeken Prof. Dr. Tarhan, “(Benim için en önemli şey haz peşinde koşmaktır) diyen insan oranı en yüksek düzeyinde. Z kuşağında böyle. Diğer kuşaklarda daha düşük. Bu yaşla ilgili mi, kültürle ilgili mi ayrı bir konu. Ama yaştan bağımsız olarak artıyor. Genç kuşağı daha çok etkiliyor.” diye bilgi verdi.
“Haz peşinde koşmak, eğlenceli yaşamak yaygın bir durum haline geldi”
Dünyada macera peşinde koşan ve yaşam stili olarak heyecan arayışı içerisinde olan bir grubun olduğunu ve bunun da madde bağımlılığına götürdüğünü anlatan Tarhan, “Bu da değerlerin aşılması, insanlardaki iç kontrol, hayır deme, hazlara hayır deme, haz erteleyebilme becerisi, sabır ve dayanıklı olma eğitiminin zayıflaması demek. Para ve pahalı şeylere en çok sahip olmayı istemek, gençlerdeki haz peşinde koşmak, zengin olmak, risk almak, heyecanlı yaşamak, eğlenceli yaşamak yaygın bir durum haline geldi.” dedi.
Küresel olarak yalnızlık artıyor
2018’de İngiltere ve 2021’de de Japonya’nın Yalnızlık Bakanlığını kurduğunu kaydeden Tarhan, “Küresel olarak bu konuda ciddi bir gidiş var. Biz kültür olarak daha sosyal bir toplumuz, sıcak ilişkiye, çat kapı yapılan ilişkiye çok yakın bir toplumuz, yalnızlık konusunda daha şanslıyız ama bizde de artıyor. Türkiye’deki istatistiklerde de tek haneli evlerin artışı var.” diye konuştu.
“İnsanlık medeniyet krizinde…”
Sınırsız tüketim, eğlence ve zevk düşkünlüğü, benmerkezcilik, yalnızlık ve mutsuzluktan oluşan Kaliforniya sendromuna da işaret eden Prof. Dr. Tarhan, “Şu anda insanlık medeniyet krizinde. Maddi refah artmış ama manevi refah aynı şekilde artmıyor. İnsanlar kendilerini mutlu hissetmiyorlar.” dedi.
Yalnızlığa sebebiyet veren durumun kişinin kendi davranışları olduğunu da söyleyen Tarhan, “En büyük nedeni kişinin ben merkezci olması, olayları sadece kendi çıkar açısından, kendi penceresi açısından düşünmesi, başkasının açısından düşünmemesi… Empati yoksulluğu, sadece kendi hakkını, sadece kendi ihtiyacını, sadece kendi duygusunu düşünme, karşı tarafın duygularını düşünmeme, evliliğin de en büyük düşmanı, sosyal hayatın da en büyük düşmanı.” şeklinde konuştu.
“Şu anda Gazze’de yaşanan olaylar da siyasi narsizm”
Narsizm konusuna da değinen Tarhan, “Bu kişilerin hayal dünyalarında güç, başarı, para, şöhret vardır. Övgüyle beslenirler, eleştiriye açık değildirler, empati yapamazlar. Kin, öfke, kıskançlık vardır. Hak duygusu kendine yöneliktir. Büyük ideallere ulaşmış kişilerde daha çok ortaya çıkar. Benmerkezci kişilik haline gelmiştir. Şu anda Gazze’de yaşanan olaylar da siyasi narsizm.” dedi.
Narsistlerin kendi egolarından daha büyük bir şey olmadığı bir dünyada yaşamak zorunda olduğunu ifade eden Prof. Dr. Tarhan, “Narsistlere karşı söze göre değil, davranışa göre hareket edin. Empati yapmayı anlayamazlar ama onların çıkarların için empatik davranabilirsiniz. Öfkeli narsiste saldırgan davranırsanız birden masum olabilme potansiyeline sahiptirler. Masum rolünü de çok iyi oynarlar. Mütevazı rolünü çok oynarlar. İş sarpa sarınca hemen mutsuzlaşır kurtulmaya çalışırlar. Narsisti devamlı överseniz şişer, övgüyü sınırlı tutun.” diye konuştu.
“L.N. Gumilev Avrasya Milli Üniversitesi ile birlikte İnsani Değerler Manifestosu yayımlayabiliriz”
Konferans kapsamında öğrencilerin de sorularını cevaplayan Prof. Dr. Tarhan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Dünya gemiyse hepimiz varız o gemide. Dünya gemisini batırmak için bir siyasi ahlaksızlık yaşanıyor. Gazze olaylarında Batı politikası bu gemiyi batırıyor. Bu nedenle küresel olarak harekete geçmeliyiz. Dünyada bakıyorsun bizim coğrafyamızdan çok, Türkiye’den daha çok Danimarka’da, ABD’de, İngiltere’de sokağa dökülüyorlar, yürüyüş yapıyorlar. İnsanlık siyaseti aşmış durumda, küresel vicdan siyaseti aşmış durumda. Dünyanın geleceğinin iyi olacağına işaret bu. Ben bu nedenle karamsar değilim.
Küresel sosyal medyanın iyi tarafı burada. Küresel vicdanı harekete geçirmede sosyal medya bir taraftan olumsuz etkilerken bir taraftan da olumlu, iyi ve güzel şeyleri yayma konusunda bir fırsat doğurdu. Bu değerleri kullanabilmemiz bizim için vicdani bir sorumluluktur. Değer hareketiyle ilgili bir manifestoya imza atmamız gerekiyor. İnsanı Değerler Manifestosuna bütün dünyada duyarlılık hissedenler imza atmalı. Üsküdar Üniversitesi olarak L.N. Gumilev Avrasya Milli Üniversitesi ile birlikte İnsani Değerler Manifestosu yayımlayabiliriz. Buna dünya üniversiteleri de destek olabilir…”
“Küresel vicdan küresel siyasetin önüne geçti”
Gazze’de yaşananlara ve dünyanın Gazze ile ilgili tepkilerini insani değerler bağlamında değerlendiren Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Politika siyasi çıkar odaklı bir sistem. Politikanın, birinci önceliği kendi çıkarıdır. Güçlü olanın istediğinin olması yönündedir. Böyle durumlarda insanlık tarihinde jeopolitik değişimler epizodik olarak seyreder. Dalgalı olarak seyreder. Kötüler olur, kötüler çoğalır, kötülerin kötü sonuçları gördükçe iyilere daha çok ihtiyaç olur. İyiler çoğalır… Şu anda jeopolitik durumda dünyanın küresel bir köy olması, elektronik bir köy olması nedeniyle artık yapılan her şey o bölgede kalmıyor. Hemen iyi de fark ediliyor, kötü de fark ediliyor. Bunun çok bir örneği Gazze olayları… Bizim coğrafyamızdan daha çok Amerika’da, Avrupa’da, İskandinavya’da, İngiltere’de daha çok tepki oldu. Siyasetçiler çifte standart uyguluyorlar ama ortalama bir insan çok daha fazla objektif olmaya başladı. Bu aslında küresel vicdanın küresel siyasetin önüne geçtiğini gösteriyor. Küresel vicdan siyasetin önüne geçerse eğer, toplulukların dediğine siyasetlere uymak zorunda kalırlar. Bu nedenle toplumun, tabanın daha duyarlı olması lazım. Yani burada politikanın katılımcısı değil ortağı gibi davranması gerekir. Muhakkak sivil toplum örgütlerinin, birey olarak herkesin bu dünyanın gidişini iyiye götürmeye ile ilgili sorumluluk hissetmesi gerekiyor.” İfadelerini kullandı.
“Dünyanın iyi ve güzel yönde değişmesi için Astana’dan bir mum yaktık…”
Tarhan konu bağlamında Vietnam Savaş’ı örneğini vererek şunları söyledi: “Vietnam Savaşı’nda her gün birisi Beyaz Saray’ın önüne geliyor bir mum yakıyor ve gidiyor. Gazeteciler ona soruyorlar; ‘Ya diyor sen dünyayı değiştireceğini mi sanıyorsun bir mumu yakmakla?’ o da ‘Ben dünyanın değişeceğini düşünmüyorum. Dünya beni değiştirmesin diye bu mumu yakıyorum’ diyor. Yani biz de burada Astana’da bir mum yaktık. Dünyanın iyi ve güzel yönde değişmesi için. Bu mumu çoğaltanlar dünyayı iyi yerlere götürecekler diyebiliriz.” Dedi.
Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı: “Sevgi, saygı, hoşgörü küresel ölçekte ya yok olmakta veya dejenere olmakta”
Törende konuşan Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi (İTBF) Sosyoloji Bölümü Öğr. Üyesi Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, mekanikleşen yaşamın öncelikleri değiştirdiğini ifade ederek, yeni değerler ve anlayışların ortaya çıktığını söyledi.
“Geleneksel değerler arasında yer alan sevgi, saygı, hoşgörü, güven, sorumluluk ve adalet gibi değerler küresel ölçekte ya yok olmakta veya dejenere olmaktadır.” diyen Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, toplumun devamlılığını sağlayan unsurların başında değerlerin geldiğini dile getirdi.
Toplumlarda aydınların özellikle tarihin önemli kırılma noktalarında, yaşanan toplumsal ve kültürel değişmelerde önemli roller üstlendiklerini anlatan diyen Süleymanlı, geçen aylarda ebediyete intikal etmiş Türk dünyasının önemli sosyal bilimcilerinden Prof. Dr. Orhan Türkdoğan’ın ‘Bir toplumun aydın kesiminin bunalımlı dönemlerde sorunları irdeleyerek çözüme kavuşturması’ gerektiğini söylediğini dile getirdi.
“Prof. Dr. Nevzat Tarhan hocamızın bu konudaki görüşleri önem arz ediyor”
Sokrates’in ahlak kuramı üzerinden yüzyıllar geçse de manasını asla kaybetmediğini ifade eden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Prof. Dr. Nevzat Tarhan hocamızın bu konudaki görüşleri önem arz ediyor. Çağdaş kapital sistemin insanı mekanikleştirdiğini ve mutsuzluğun ortaya çıktığına dikkati çekiyor. Bu noktada insani değerlerin yeniden kazandırılması konusunu bu çağın önemli bir gerekliliği olarak görüyor. Bütün insanlığın ortaklaşa sahip olduğu evrensel değerlere vurgu yaparak, iyi karakter örnekleri sergileyen, ahlaki değerlere sahip sorumluluk duygusu içinde doğru insan modelini ortaya koyuyor.” dedi.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın ondan fazla ülkede Türkçe, İngilizce, Azerbaycan Türkçesi, Arapça ve diğer dillerde yayımlanan kitapları psikolojide klasikleşen eserler arasında gösterildiğini de dile getiren Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Bugün burada tanıtımını gerçekleştirdiğimiz ‘Değerler Psikolojisi Güzel İnsan Modeli’ kitabının hem Kazakistan’a hem de Avrasya coğrafyasına psikoloji, felsefe, sosyoloji, sosyal psikoloji ve iletişim alnında çalışma yapan bilim insanlarına, araştırmacılara ve öğrenciler için önemli bir kaynak olduğunu düşünüyorum.” diye konuştu.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan’a ‘Fahri Profesörlük’ unvanı verildi…
Konuşmaların ardından Prof. Dr. Nevzat Tarhan’a L.N. Gumilev Avrasya Milli Üniversitesi ‘Fahri Profesörlük’ unvanı da verildi. Tarhan’a cübbesini giydiren ve belgesini veren isim L.N. Gumilev Avrasya Milli Üniversitesi Rektörü Yerlan Sydykov oldu.
Tarhan, Rusça’ya çevrilen “Değerler Psikolojisi- Güzel İnsan Modeli” kitabını imzaladı…
Tarhan daha sonra Rektör Yerlan Sıdıkov ve Astana Büyükelçisi Mustafa Kapucu ile Rusçaya çevrilen “Değerler Psikolojisi-Güzel İnsan Modeli” kitabının tanıtımı kapsamında kurdele kesti. Kazakistanlı okurların yoğun ilgi gösterdiği Tarhan Rusça baskısı kitabını okurları için imzaladı…
Kazakistan Toplumsal Kalkınma Enstitüsü ile iş birliği protokolü imzalandı